Umut İnşa Edicisi

Bu blog yayına başladığından beri şöyle ağız tadıyla mutlu mutlu yazılar yazamadığımın her zaman farkındayım. Hatta yıl ve aylara ayrılmış sağ sütundaki arşiv listesinden de bu görülebiliyor. Hep bir bekleyiş, umutsuzluk, kararsızlık, pişmanlık. Sanki mutluyken değil, mutsuzken gelip yazıyormuşum izlenimi yaratsam da, bunun nedeni belki de hiç mutlu olmayışımdır.
Her insan zaman zaman neşeli, keyifli, heyecanlı, mutlu olur, gülümser. Ama insanın hayatındaki bu küçücük anların arka fonunda ya mutlusundur ya mutsuz. Bazen umutlusundur, bazen umutsuz. Kendi umudunu kendin inşa edersin. Yanında yardım etmeye gelen olmaz. "Umut inşa edicisi" güzel bir meslek olurdu, ama bunu şimdi es geçiyorum.
Sağlıklı oluşum dışında hayatımda kayda değer bir mutluluk bulunduğunu düşünmüyorum. Belki de en önemlisi bu, ama kendine anlatamıyor ki insan! Hayat hiçbir şey yapmana gerek kalmadan yoruyor da yoruyor. Sağlıklı oluşundan mutlu olmana sevinemeyecek kadar savruluyorsun oradan oraya.
"Hay ben senin derdini..." diye kendine hayıflansan da, geceleri ruhsal çöküntülerinle baş başa kalıverirsin.
Hani olur ya, üzgünsündür de neye üzüldüğünü bilmezsin.
Çok seversin be, çok seversin yazarak rahatlama hissini, ağlamayı, küfretmeyi.

Herkese küsesim geliyor bu günlerde. Ne zaman gelmedi ki zaten?" diye azarlıyor iç sesim.
"Bir gün", diyorum hep, "bir gün size çiçekli şeyler anlatacağım". Didem Madak'ın çiçekli şiirler yazmasına kızıyor olmanız gibi bayım, belki bana da kızarsınız. Ama olsun, yeter ki ben çiçekli yazılar yazayım.
"Bir gün" dedim hep, "bir gün"... Ama o bir gün hiç gelmiyor ki! Bak! Kaç yıldır bir gün diyorum. Ben dedikçe gelmiyor. Gelecek gibi olup beni kandırdığı olmuyor değil. Olsun.

Yorumlar

  1. Bir günmuradınıza ereceksiniz. Benden söylemesi. Çünkü duamız budur dostlarısmız için...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar