Frene Basamamak...

Seni bana verseler, beni benden alsalar. İşte o zaman diyebilirim; "hayat, seni bile sevebilirim!" Ama işte, musluğun sıcak tarafını çeviriyorum diye çevirmişim soğuk tarafını. O gün, bu gündür yalnızım. O gün, bu gündür üşüyorum.
Uzanıyorum, uyanıyorum, yürüyorum, koşuyorum, müzik dinliyorum, kitap okuyorum, çalışıyorum, yazıyorum, dinliyorum, oturuyorum, kalkıyorum, konuşuyorum, bakıyorum... Tüm bunları yaparken sadece bir şey düşünüyorum. Bu hiç değişmiyor. Nedenini kestiremiyorum.
Sen sevme bu şehri istersen. Ben senin yerine de severim. Sen o şehri sev istersen. Ben senin şehrini en az seni sevdiğim kadar severim. Çünkü senin şehrindeyim. Bu büyük bir şeref. Şehrine iyi bakarım. Sen gideceksen. Ama gitme. Beni de götür yanında derdim, diyemem. O şehirde sevdiğin başka şeyler de vardır muhakkak. Bana gerek yok. Bana orada yer yok. Sen sev o şehri. Ben senin şehrini severim. Ben senin şehrindeyim. Teşekkür ederim. Şehrinde olduğum için. Teşekkür ederim. Bana aptal sevinçler verdiğin için.
Musluğun sıcak tarafını hala karıştırıyorum biliyor musun? Sembolü düşmüş. Bir sembol koymalıyım musluğa. Musluk akıyor. Soğuk taraftan hem de. Musluk akıyor. "Ne zaman?" Yanlış oldu. 'Ne zamandan beri?' diye düzelteyim ben de seni. Anlamadın değil mi? Sembolik şeyler bunlar sevgilim. Sembolik.


"Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor"
 Aşk mı bu? Sanmıyorum ama ya durduramazsam kendimi?

Yorumlar

Popüler Yayınlar